16 Mayıs 2012 Çarşamba

hayvanlar alemi


Serengeti Aslanları


Serengeti’nin doğu kısmına bir volkan hakimdir. Maasai insanları tarafından Ol Doinyo Lengai olarak bilinir. Tanrının dağı. Buraya şekil veren bir çok yanardağdan bir tanesidir. Miyonlarca yıldır Afrika’nın bu açıklığında yatar. Serengeti’nin batısında meralar bulunmaktadır. Ve özellikle “kısa otlar” adıyla bilinen bereketli ovalar bulunur. Yılda birkaç ay binlerce otlayan hayvandan yüzlercesi Serengeti’nin bu köşesinde otlar. Ve elbette ki, otlayan hayvanların bulunduğu yerlerde yırtıcılarda bulunur. Burdaki avcı ve leş yiyiciler Afrika’nın herhangi bir yerinden daha fazladır. Arslanlar için bu an sanki bir cennet gibidir. Bu, yavru olanların beslenmesi için çok iyi bir zamandır . Ama aslanlar bölgeseldir. Her aslan sürüsü bir bölgeyi kontrol eder. Onlar sadece bölgesine giriş yapanları avlar. Böylece bu yavrulara iyi bir başlangıç vermek için bu bolluğu, burada olduğu sürece kullanmak zorundalar.
Büyük sürü yürüdüğünde, aslanlar onlarla birlikte gidemez. Ve bunun gibi aslan sürüleri bu amansız testle karşı karşıya kalır. Bundan sonra olan ise aslanların hayatlarının nadiren görülen tarafıdır. Mayıs. Kısa ot ovasını sulayan yağmur, ovayı kuzeye taşır ve uçsuz bucaksız sürü taze yeşil otları arayarak onu takip eder. Antiloplar mevsimlerle çok uyumludur. Fırtınaları 50 kilometreden duyabilirler. Ve ıslak toprak kokusunu sezebilirler. Buda onları taze otlara götürür. Aslanların tersine, antiloplar yiyeceğin bulunduğu her yere seyahat edebilirler. Bu buzağı ay sürecek olan yolculuğuna başlıyor. Arkalarındaki yeşil alanlar yağmur olmadan kurur ve ölür. Bir kaç hafta içinde kısa ot ovası kahverengine dönüşür. Bir kaç ay içinde ise farkedilemeyecek bir hal alır. Hayvanların % ı yollarına devam ettiler. Hiç bir antilop kalmadı.
Afrika üzerinde bulutlarla beraber yağmurlar da sürekli yer değiştirir. Yeşil bir bölge çok kısa bir süre sonra kurak bir çöle dönüşebilir. Bu nedenle otlarla beslenen hayvanlar ise sürekli göç halindedirler.
Ormanların kralı olarak bilinen aslanlar, kendi bölgelerinden sorumlu olduklarından dolayı göç etmezler ve kurak dönemlerde büyük bir açlık sınavından geçerler.
Şimdi Ağustos. Çok az hayvan şimdi burada. Şimdi kısa ot ovası aslanlar için o kadarda iyi bir yer değil. Aslanların yaşamı için Ndutu olarak bilinen bu güney kesimi sürü geri dönene kadar bir sınav alanı gibi olacaktır. Bu aslan sürüsünde dört dişi ve yedi yavru var. Ve onlar şimdiden yemek ve su bulmak için mücadele etmeye başladılar. En genç olanı zayıf ve kilo kaybetmiş. Diğer aslan sürülerince çevrelenmiş olan Ndutu sürüsü bulabileceklerinin en fazlasını bulmak zorunda. Fakat hepsine yetecek kadar besin yok. Bu erkek yavru hasta ve aç. Bu sabah sürü rotasını ormanlık alana çeviriyor. Orada daha fazla avlayacak hayvan bulabilirler. Bu yorgun yavrular için uzun bir yolculuk. En zayıf erkek için bu gerçek bir mücadele. Deniyor ama yavaşça geride kalmaya başladı. Dişiler bekleyemiyor. Eğer avlanmaya devam etmezlerse yakında onlarda zayıf düşmeye başlayacak. Ve artık hiçbiri için umut kalmayacak. Yaban domuzları yılın bu zamanlarında çok değerli bir av. Yavruların hayatları başarılı sonuçlara bağlıdır. Dişi, öne doğru yavaşça sürünürken ötekisi karşıdan yanaşır. Son avlarından bu yana zaman geçti. Ve bütün aç olan sürü doluşuyor. Hepsi. Fakat bir tanesi hariç. 1.5 kilometre ötede, genç bir hayat sönüyor. Av onun için çok geç geldi. 1 yaşından küçük olan bu yavrular hala dişilere bağlılar. Hayatta kalabilmek için devam etmek zorundalar. 3 aylık bu kuru sezonda Ndutu sürüsü yavru kaybetti. Ne yazıkki bu genç erkek yaşayamayacak. Şimdi ağustosun sonları, ve yağmurlar hala kuzeye ilerliyor otları ve antilopları Ndutu aslanlarından öteye götürüyor.
Kurak mevsimlerde yaban domuzu aslanlar için bulunmaz bir avdır.
Antiloplar onları çevreleyen aslan bölgeleri olmadan istedikleri yerlere gidebilirler. Tıpkı aslan yavrusu gibi yabandomuzu yavrusu da, hala annesine yakın olmak zorundadır. En büyük tehlike sürüden günde yaklaşık 45 kilometre uzaklaşıyor. Gerideki Ndutu sürüsü için kurak sezon iyice zorlayıcı durumda. Çok az yeşil alan kaldı. Ama bu bazıları için problem değil. Zürafalar ihtiyacı olan besin ve nemi akasya yapraklarında bulurlar. Ve impalalar gibi, onlarda kurak sezonda hayatta kalabilir. Serengeti fareleri daha kurak zamanlarda gelişebilirler. Tohumların bereketi sayesinde vahşi kediler gibi daha küçük yırtıcılar yeterli yiyeceği bulabiliyorlar.
Şimdi eylülün başları ve bu akşamüstü. Ndutu dişilerinin yanında sadece erkek yavru var. Ve onlarda bir deri bir kemikten biraz fazlası var. Geri kalanlara ne oldu? Malesef geride kaldılar gibi görünüyor. Bir yavru dişi sadece 3 kilometre geride. Topallıyor ve yüzünde siyah lekeler var. Açıkça postunu kaybediyor. Ama pes etmedi, sürüsüne sesleniyor. Donuk bir ses duyuyor ve sese doğru hızlanıyor. Ve erkek kardeşlerinden biriyle tekrar buluşuyor. Yakınlarda bir kurban var. Fakat bu yavrular avlanmaya müsait değil. Hala çok gençler. Eğer yaşayacaklarsa, sürüye tekrar katılmalılar. Dişi hala dinçken iletişim kurmaya çalışıyor. Çok uzaktan dişi hala seslenmeye devam ediyor. Ve yavruları dinliyor. Ayrıca bir yavru daha arama çabasında kardeşlerine katılıyor. Fakat cevap yok. 1 saatlik seslenmeden sonra, dişi beklemeye devam edemiyor ilerlemek zorundalar. Sürü yiyecek bulabilmek için bölgelerinin diğer tarafına ilerlemek zorunda kalacak. Günlerdir hiçbiri yemek yemedi. Ve tekrar birleşme şansı gerçekten çok uzak görünüyor.
Şimdi Eylül, Ndutu’nun en kurak aylarından biri. Antilop sürüleri 150 kilometre ötede Serengeti’nin kuzeyindeki otlakları takip ediyorlar. Fakat yüzleşmeleri gereken büyük bir problemleri var. Mara nehrini geçmek zorundalar. Bir kaç gün sonra, sürüler suyun kenarına toplanacaklar. Yetişkinler gizli bir tehditi sezmiş gibiler. Ama su kenarında sayıları artmaya devam ediyor. Ve sonunda tehlikeyle hepsi birden yüzleşiyor. Timsahlar seçimini yapıyor Ama timsahlar bir defada sadece bir tane alabilirler. Sayılarından dolayı bir güven var. Ve antilopların birçoğu bunu çalıların arkasında bulur.
Nehri topluca geçmek için bekleyen öküz başlı antilopların bir kısmı timsahlara yem olur.
Güneyin ardında, Ndutu düzlükleri çok kuraktır. Tohum ve böcek yiyiciler yaşayabilirler ve daha küçük yaban kedileri onları avlayabilir hala yeterli besini bulabilirler. Ve bir anne çita yavrularını geride kalan küçük bir antilop ile besliyor. Şimdi Ekim, kuraklık sezonun zirvesi. Ndutu aslan sürüsü gündüz sıcağında dinleniyor. Kaderin garip dönemecinde, iki yavrudan birisi ölmüş. İnanılmaz ama yüzü lekeli olan kayıp dişi yolunu blumuş. Hala zayıf, ve açıkça günlerdir hiçbirşey yememiş. Bu arada hava giderek ısınıyor. Hayat bundan daha fena olamaz gibi görünsede, aslında olur. Alevler aslanların bölgesinde resmen yarışıyor. Son otlar ve geri kalan bitki örtüsü yanıyor. İlk bakışta buralarda birazcık kalmış. İmpalalar hemen araştırmak için geri dönüyor. İmpalaların dünyası kabul edilemez şekilde değişti. Saklanılabilecek hiçbir yer yok. Ndutu aslan sürüsüde avlanırken saklandıkları çalılıkları kaybettiler. Genç dişi ilk yangından kurtulmuş olabilir ama yemek şansı dahada azalmış oldu. Çita ailesi için ise, yangın o kadarda büyük bir problem değil aslında bu sayede avlarını daha rahat görebilir oldular. Küçük antilop beneklenmesini engellemek için çevreyle olan kamuflajına güvenerek hala oturuyor. Fakat bu boşlukta kamuflaj anlamsız. Bu oturan bir hedef. Ve görünen o ki, yaklaşan tehlikeden habersiz. Ceylan gibi büyükçe avlar aniden tehlikeyi seziyor. Ve bu mesafeden Ndutu sürüsünü görüyor. Avcılar için bu iş oldukça imkansız görünüyor. Fakat bir avantajları var. Burada dört dişi aslan var. Ve onlar yıllardır beraber avlanıyorlar. Yaban domuzlarına yaklaşmak zor olacak. Eğer onları ayırıp iki yandan saldırabilirlerse belki hala şansları olabilir. Bu genç dişilerin işi öğrenmesidir. Herzaman ki gibi takım işi çok ciddidir. Önceden çalışılmış bir saldırıda bir dişi etraftan dolaşarak avın kaçmasını engeller. Bir aslan atak yapmaya başladığında yandaki dişi öldürmek için saldırır. Yaban domuzları favori yiyecektir ve herkesce yenecek olan bir ziyafettir. En zor zamanlarda dişi, yavrulara yiyecek sağlayabildi. Fakat bu yıl bir çok açıdan çok daha zor olmuştu.
Yılın belli bir kısmında oluşan sıcaklık ve kuraklıkla birlikte gelen orman yangınları.
Orman yangınları saklanamayan hayvanların yem olmasını kolaylaştırıyor.
40 yıldır uyuyan Tanrının Dağı bu yıl uyandı. Büyük volkanın külleri Kısa Ot vadisine Ndutu sürüsüne doğru akıyor. Yangın tarafından tahrip edilen, güneş tarafından kavrulan ova şimdi külden bir tabakayla kaplandı. Kasım, Yağmurlar yeşilliği geri getirdi ve sürüler şimdi gecikti . Ndutu dişileri yoğun güneşin altında dinleniyorlar. Ve yavruların enerjileri bitmek üzere. Ama rüzgarlar değişiyor. Bu, mevsimin değişeceğine işaret. Antiloplar neler olacağını biliyor gibi. Güneye doğru dönmeye başladılar. Birbuçuk milyon antilop rotalarını Kısa Ot vadisine çeviriyor. Antilopların büyük geçişi, gezegenemizdeki kara hayvanlarının en uzun göçleriden birisidir. Otlar Serengeti’nin çevresindeki yağmurları takip ederken 1500 kilometrenin üzerinde yol katetmiş olacaklar. Fakat bunun garantisi yok. Çünkü Ndutu sürüsünün alanından geçiş yapacaklar. Sadece en iyi otların yetiştiği yerlerde otlayacaklar. Bunun için en büyük ihtiyaç yağmur.
Afrikanın aktif volkanları bereketli küllerini etrafa savurarak yeşil otlara besin kaynağı oluşturur.
Ndutu sürüsü için yağmur, umudu getirir. Fakat otların büyümesi ve sürünün dönmesi için ne kadar yağmur gerekli? Birkaç gün içinde kurak alanlar yeşil taze otlara dönüşür. Bu sürüyü geri döndürmek için yeterli cazibeyi sağlayacak. Aralık, ve göç eden sürüler Kısa Ot vadisinin kuzey sınırına ulaşmaya başlıyor. Ndutu aslanlarına sadece 40 kilometre var. 6 ay sonunda sürü dönüyor. Geriye 35 kilometre kalıyor. Bütün antilopların dönmesi haftalar sürecek. Ve şimdi onları hiçbirşey durdurmayacak. Tanrının Dağı külleri fırlatmak için bu anı seçiyor. Havaya doğru , 15.000 metre. Fakat bu küller ve sürü arasındaki bağlantı tesadüften daha fazlası. Bu küller mineral açısından çok zengindir ve bir kaç milyon yıldır volkanlar burada patlamaktadır. Volkanların patlamaları bu yeşil araziyi bulunmaz bir verimli araziye dönüştürmektedir. Bu da Serengeti’deki bütün hayvanları bu araziye çekmektedir. Küller bu bölgede ağaç yetişmesini de engellemektedir. Aksi taktirde bu bölge bir ormana dönüşürdü. Burası muhtemelen bütün Afrika’nın en iyi otlama arazisidir. Ve muhtemelen bu bölge yarım milyon antilopun birarada otlayabildiği tek yerdir.
Yağmurlarla beraber çayırlarda taze otlar tekrar yeşermeye başlarken, aslanlar ise gelecek ziyafeti bekliyor.
Kuzey yarıda, Kısa Ot Vadisi bir kez daha otlama cennetine dönüşüyor. Koşullar öylesine iyi ki antiloplar bu bölgeyi bir başka amaç için de kullanıyor. Dişiler gelecek nesilleri taşıyor ve buraya doğurmaya geliyorlar. Bu sadece saniyeler sürer. Bazı doğumlar ayakta ve sadece dakika sürer. Diğerleri biraz daha uzun. Ve gitmek için uygunlar. Volkanik küllerdeki fosfor ve kalsiyum otlara geçer, ordan anne sütüne ve ordan da yeni doğan yavrulara. Bu muhteşem yolculuk boyunca hayata başlamak için buradan daha iyi bir yer yoktur. Sadece veya hafta içerisinde yarım milyonun üzerinde doğum burada gerçekleşti. Ve tabiki bu durum Afrika’nın en iyi yırtıcıları için kaçırılmayacak bir fırsattır. Bu etçiller için bir patlama zamanıdır. Ndutu aslanları güneydeler ve bu ziyafete henüz katıldılar ama bu çita ailesi şu an sınırsız bir yiyecek erzağına sahip. Burada elbetteki yavruya yetecek yiyecek mevcut. Dişi hergün bir av yakalayacak ve yavruların tamamen doymasını sağlayacak. Ve yırtıcılar buraya sadece antilop avlamaya gelmezler. Afrika antiloplarının da bir çoğu burada. Afrika geyiği, Afrika’nın en büyüğü. Ve onlarda yarım milyondan fazla olarak katıldılar. Thomson ve Grant’s ceylanları. Ve, zebra. Sadece Ndutu aslanlarının kuzey bölgesinde ki bu aslanlar ziyafet için yeterince şanslılar. Bir favori aslan taktiği bir su çukurunda beklemektir. Çünkü aslanlar bilir ki sürü su içmek zorundadır. Sürü güneyden ileriye doğru hareket ettiğinde, Ndutu aslanlarının bölgesine girmekteler. Şimdi ki soru ise, yavrular o muhteşem dönüşü görebilecek kadar hayatta kalabilecekler mi? Ndutu aslanları halen birlikteler. Güçlü ve sağlıklı durumdalar. Bir şekilde kurak mevsimi atlatıp o uzun bekleyişin sonuna gelebildiler. Genç erkeğin yeleleri uzamaya başlamış. Ve buna rağmen topallamaya devam ediyor. Dişinin derisindeki siyah lekelerin üzerine yeni tüyler çıkıyor. Şimdi en sonunda, etraflarında bunca sınırsız yiyecek ile yavrular eğlence için yeterli enerjiye sahipler. Ve şimdi onlar sadece aslanların bildiği bir yolla rahatlıyorlar. Mart ile, Ndutu düzlükleri çok tempolu. ve nerede bir avlanma varsa, orada leş yiyiciler vardır. Akbabalar bütün Serengeti’nin üzerinde uçuyorlar. Anne çitanın tek başına bu vahşi çeteyi uzak tutmak için çok az şansı var. Atik olabilir ama ölümcül güce sahip değil. Hele şimdi yavru çitaların büyümesi oldukça zor. Dişinin öldürdüklerinin yarısından fazlası çalınmış olacak.
Yeşil çayırlarda toplanan milyonlarca hayvan taze otlar döneminde yavrulama görevini yerine getiriyor.
Yavruların bir kısmı avcılara yem oluyor.
Yemek sonrası uyku
Benekli sırtlanlar kötü şöhretli leş yiyicilerdir ve birlikte gezerler. Sırtlanlar şimdi Ndutuda ki en yüksek sayıdaki etciller oldu. Hatta bir Ndutu sürüsüyle kafa tutabilir haldeler. Ndutu aslanları bir antilopu bitirdiğinde sırtlanlar gurup olarak geliyor ve onları korkutmaya çalışıyor. Genç erkek aslan onlara karşı çıkıyor. Sonunda yaşı yeterince büyümüş oldu. Sürüyü nasıl koruyacağını öğreniyor. Fakat şimdi karınları tok ve kemikler için kavga çıkartmamaya karar veriyorlar. Sonunda iyice doydular. İki genç aslan daha fazlası için etraflarına bakınmaya başladılar. Fakat kendi başlarına avlanmak için bir altı ay daha geçecek. Nisan Ve kısa süreli kar yağışının heyecanı var. Antiloplar ilgilerini kur yapmaya doğru çeviriyorlar, yada sadece erkekler. Genc erkekler doğru dişiyi bulup kızıştığında kavga etmek için ısınırlar. Bu keyif bulaşıcıdır. ay içinde genç buzağı şiddetlenip güç dolu hale gelir. Bu ovalar onların yetişmesi için bir kreş gibidir.
Ama havada bir değişim var. Mevsim yeniden değişiyor. Tohum yiyici Quelea’larin gelmesi Ndutu ovasındaki otların değişimine işarettir. Bir kez otlar çiçek açıp tohum verdiğinde antilopların tercih ettiği sulu yapraklarını kaybeder. Vakit yine, uzaklardaki kuzeye ilerleyen fırtınaları takip etme vakti. Önlerindeki bu gayret isteyen yolculuğa rağmen Serengeti’deki bir buzağı için bir aslan yavrusundan daha fazla hayatta kalma şansı var. Büyük geçiş Ndutu’yu terk ediyor ve aslanlar bir kez daha sürüler olmadan hayatta kalmaya çalışacak. Bir erkek ve kız kardeş, hastalıklı, kurak, yangınlı, ve volkanik patlamalı bir sezonda hayatta kalmayı başardılar. Onların ki her sene Kısa Ot vadisinde yaşanan sayısız hikayelerden bir tanesi. Hepsi Tanrı’nın Dağının gölgesinde.
(BBC)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder